Hürriyet Hukuk ve İktisat
-
İNSANIN HÜRRİYETİ
M. Ali KAYA Mukaddime Allah, Kadir-i Mutlaktır, adildir, zulmetmez. “Lâyus’el”dir. “Fa’lün Lima Yürid”dir. Dilediğini yapar. Hakimdir, tüm işleri hikmetlidir. Ehaddir, Sameddir, hiçbir şeye muhtaç değildir. İnsanı kendisine ayine olsun diye yarattığı için hür yaratmıştır. İrade ve hürriyeti, insan olmanın gereği yapmıştır. Bunun için ona sorumluluk yüklemiştir. İnsan hür ve irade sahibi olmasaydı, sorumlu da olmazdı.…
-
TALEBE OLABİLMEK
M. ALİ KAYA Talebe, öğrenmek isteyen demektir. Peygamberimiz (asm) “Beşikten mezara kadar ilim öğrenin” ve “Kişi öğrendiği müddetçe alimdir; biliyorum derse cahildir” buyurarak devamlı ilim öğrenmeye talip olmayı emreder. Nitekim Peygamberimiz (asm) bi’setten, yani vahye muhatap olduktan sonra 23 sene boyunca gelen vahiylerle, nazil olan ayet ve surelerle vefatına kadar bir nevi talebe durumundaydı. Allah’ın…
-
HÜRRİYET NEDİR?
Ord. Prof. Dr Ali Fuat BAŞGİL 1. Hürriyet, Montesquieu’ye göre “gönül rahatı ve huzurudur.” Bu huzur da ancak emniyet duygusundan kaynaklanır. Bu da kanunlara uymaktan ve kanun dışında kendisine bir baskı ve zorlama yapılmayacağı ve hukukunun yasalarla korunduğu inancından doğar. 1791 Fransız Anayasa’sı hürriyeti “Kanunun yap dediğini yapmak, yapma dediğini yapmamaktır” şekliden tarif etmiştir. Türkiye…
-
DEMOKRASİ VE OLİGARŞİ
Ord. Prof. Ali Fuat BAŞGİL 1. Oligarşi ile demokrasi gece ile gündüz gibidir. Gündüzün aydınlığını tanımak için gecenin karanlığını ve kasvetini görmek gerekir. Hürriyeti anlayabilmek için diktayı ve istibdadı yaşamak gerekir. Demokrasi hürriyetçi biz zihniyet, bir terbiye ve bir bahar iklimidir. Demokrasi insanın manevi ve fikrî gelişimini sağlayan değerler mecmuası, yüksek bir hayat ve saadet…
-
DEMOKRASİ VE DİĞER YÖNETİMLER
Ord. Prof. Dr. Ali Fuat BAŞGİL DEMOKRASİ YOLUNDA (İstanbul-2017) 1. “Önce hak ve hakikati öğren, hakikatın ehlini de bilirsin.” (Hz. Ali (ra)) 2. Demokrasi terbiyesinin ahlakî formülü: “Hürriyeti, iyiliği ve adaleti sevecek, istibdat, kötülük ve zulümden nefret edeceksin. Yalnız nefret etmekle durmayacak onunla mücadele edeceksin. Muktedir isen elinle ve kolunla; değilsen sözlerin ve yazılarınla, buna…
-
POLİTİKA NEDİR?
M. ALİ KAYA “Hukukun bittiği yerde tiranlık başlar.” Jhon Locke Giriş Toplumda yaşayan insanlar çeşitli din, dil, ırk, fikirlerde olabilirler; ayrıca ekonomik ve politik çıkar farklıklarına sahiptirler. Bu farklılık aralarında çatışmalara sebep olur. Politika ise bu çıkar atışmasına verilen genel bir isimdir. Çatışmaların bir boyutu da değerlerin paylaşımında yaşanır. Çıkarlarını elde etmek ve amaçlarını gerçekleştirmek…
-
TEMEL İKTİSAT PRENSİPLERİ
M. ALİ KAYA 1. Ev idaresi ile toplumun idaresi benzer olsa da bazı farklılıklar vardır. Ev idaresi tek elde toplanabilir. Toplumun idaresi ise birçok yöneticilerin varlığını ve aralarında iyi bir koordinasyonun ve istişarenin olmasını gerekli kılar. 2. Koordinasyonu sağlayan kişiye üst yönetici denir. O da istişare mekanizmasını sağlayarak bu koordineyi sağlar. 3. İnsan medeni bir…
-
HUKUKUN SİYASALLAŞMASI
M. ALİ KAYA Hilafet ve hürriyeti temsil eden “Ehl-i Beyt” ile istibdadı temsil eden Emeviler arasındaki mücadelenin en hızlı dönemi Yezid dönemidir. Hz. Ali (ra) ile Hz. Muaviye arasındaki “Hilafet ve Saltanat” mücadelesi Yezid’in iktidarı ile başka farklı bir mecraya sürüklendi. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bunu şöyle ifade eder: “Şeriat-ı Garra yeryüzüne nüzul etti, ta…
-
HÜRRİYET İMANIN HASSASIDIR
M. Ali KAYA Bediüzzaman “Hürriyet ateştir ve küfrün gereğidir” diyenlere karşı “Hürriyet Rahman’ın ihsanıdır / Zira o imanın hassasıdır” mısraları ile cevap verir. İslam’ın gereğinin baskı ve istibdat olduğu şeklinde bir düşüncenin yerleştiği istibdat döneminde elbette Bediüzzaman’ın “Hürriyet imanın gereğidir ve imanın özelliğidir” şeklindeki yaklaşımı garip karşılanacaktı. Gerçekten de öyle oldu. Bu sebeple Bediüzzaman’ın açıklamaları…
-
İKTİSADİ KALKINMADA HAYALLER VE GERÇEKLER
M. Ali KAYA Altı yüzyıl dünyaya hükmeden cihan devleti Osmanlı’nın kuruluşu bir rüyaya bağlayan ve devletin çöküşünü de Hürrem Sultan’ın fetbazlığına ve fettanlığına indirgeyenler ve buna inananlar ne derece gerçekçi olabilirler? Mefkure, sistem, gayret, çalışkanlık, ilim, inanç, ahlak ve bunları destekleyen çevre, nüfus, iktisadi kaynaklar, üretim şekli, ulaşım ve teknolojiyi de hesaba katmak gerekmez mi?…
-
TEŞEBBÜS-Ü ŞAHSÎ / FERDÎ GİRİŞİMCİLİK
M. Ali KAYA İnsanın kendisine yardım etme ruhu, kendi terakkiyatının kökü ve temelidir. Bu ruh pek çoklarında yerleşirse milli azmin ve kuvvetin hakiki kaynağını teşkil eder. Dışarıdan gelen yardımın tesiri ekseriya az ve geçici olur. İnsanı canlandıran, insanın içinden gelen kendine yardım etme, kendini geliştirme isteğidir. Fazlaca idare edilmeğe ve yol gösterilmeye mahkûm bırakılan insanlarda…
-
İSLAMDA SEÇİM VE HİLAFET
M. ALİ KAYA Giriş Ehl-i Sünnet ile Şia arasındaki en belirgin fark siyasidir ve yöneticinin seçimle tayin edilip edilmemesi konusudur. Ehl-i Sünnet Kur’ân-ı Kerimin “Meşveret” emrine uygun olarak hilafetin seçimle sabit olacağı ve halifenin seçimle tayin edileceğini, Hulefa-i Raşidin’in seçimle tayin edildiğini ifade etmişlerdir. Şia ise halifenin atama usulü ile ve tayin edilerek halife olacağını…
-
FARKLILIKLAR ZENGİNLİKTİR ve NEFRET SÖYLEMİNİN ZARARLARI
M. Ali KAYA “Acı duyabiliyorsan canlısın. Başkasının acısını duyabiliyorsan insansın.” (Tolstoy) Yüce Allah varlıkları farklı farklı yaratmış ve aralarında büyük bir uyum, insicam ve düzen kurmuştur. Varlıkları birbirine muhtaç kılmış ve kainattaki düzeni böyle tesis etmiş ve varlığına birliğine delil kılmıştır. “Onun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin…
-
SİYASETTEKİ BÜYÜK VAZİFE
M. Latif SALİHOĞLU Daha evvelki yazılarımızda iktibasen yer alan bazı ifadeler, muhlis ve müteyakkız okuyucularımızın ziyadesiyle dikkatini çekmiş. Bunlardan bir tanesi, Üstad Bediüzzaman’ın 1950’de işbaşına gelen Demokratların ve hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için 35 senedir terk etmiş olduğu siyasete yeniden bakmaya başlamasıdır. (Emirdağ Lahikası, 387.) Bir diğer nokta ise, Üstad Bediüzzaman’ın Emirdağlı Hamza…
-
HÜRRİYET İMANIN HASSASIDIR
M. ALİ KAYA Bediüzzaman “Hürriyet ateştir ve küfrün gereğidir” diyenlere karşı “Hürriyet Rahman’ın ihsanıdır / Zira o imanın hassasıdır” mısraları ile cevap verir. İslam’ın gereğinin baskı ve istibdat olduğu şeklinde bir düşüncenin yerleştiği istibdat döneminde elbette Bediüzzaman’ın “Hürriyet imanın gereğidir ve imanın özelliğidir” şeklindeki yaklaşımı garip karşılanacaktı. Gerçekten de öyle oldu. Bu sebeple Bediüzzaman’ın açıklamaları…
-
ŞÜKÜR NEDİR?
M. Ali KAYA Verilen bir nimete karşı bu nimeti verene gösterilen saygı ve minnet duygusu ile yapılan teşekküre şükür denir. Nimetin büyüklüğü ve değerine göre şükür de ziyadeleşir. Her iyilik ve hayır övülmeyi hak eder. Hayrı yapan ve nimeti verene teşekkür etmek de onu övmektir. Şükür “ş-k-r” kökünden gelmektedir. Kur’ân-ı Kerimde bu kökten gelen yetmişe…
-
SİYASİ BEKTAŞİLİK
M. Ali KAYA Bediüzzaman hazretleri “Hakikat namına ve imanı kurtarmak ve bid’alardan muhafaza etmek hesabına… Alevileri fena cereyanlara kaptırmamak, müfrit Rafizîlik ve siyasi Bektâşîlikten muhafaza etmek… Küfr-ü mutlaka girmekten koruyan Âl-i Beyt sevgisini esas alan alevileri ehl-i sünnet dairesine çekmek… Ehl-i imanın vahdetine zarar veren siyasi cereyanlardan Alevileri korumak ve Ehl-i Beyt sevgisini esas alan…
-
HÜRRİYETİ ve SİYASETİ MENFATE ALET ETMEK
M. Ali KAYA Bediüzzaman sözlerini şöyle der: “Evet her bir adam vatanla, milletle, hükûmetiyle alâkadardır. Fakat bu alâkadarlık, muvakkat cereyanlara kapılıp millet vatan, hükümetin menfaatini bazı şahısların muvakkat siyasetlerine tâbi’ etmek, belki aynını telâkki etmek çok yanlış olmakla beraber; o vatanperverlik, milletperverlik hissinden ve vazifesinden herkese düşen vazife bir ise, kendi kalb ve ruhundan, idare-i…
-
SİHİRLİ ELMAS TARLALARI
M. ALİ KAYA Hindistan’ın Haydarabat bölgesinde bir köyde, Ali Hafed isimli Fars kökenli bir aile yaşamaktaydı. Bu aile köyün ortalamasına göre zengin sayılırdı; içinde farklı çeşitlerde meyve ağaçları olan ve ekme-biçmeye uygun tarlaları ve bahçeleri vardı. Ali Hafed hırslı bir insandı. Çalışkandı. Ticarete kafası çalışıyordu. Bir gün, Ali Hafed’e bir Budist rahip misafir oldu. Ona…
-
DİN VE DEVLET İLİŞKİLERİ
M. ALİ KAYA Giriş Peygamberimiz (asm) “Her kim ulu’l-emre itaat etmeden ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur” (Buhari, Ahkam, 4; Müslim, İmâre, 58.) buyurmuşlardır. Yine “Müslümanın hoşuna gitse de gitmese de başındaki ulu’l-emre itaat etmekle görevlidir; ancak itaat marufadır, Allah’a isyan olan yerde kula itaat olmaz” (Buhari, Ahkam, 4.) buyurarak itaatin sınırlarını da göstermiştir. İslam…
-
İTTİHAD-I İSLAM İDEALİ
M. ALİ KAYA İttihâd-ı İslâm denen İslam Birliği, siyasî bir ideolojinin kavramı olarak kullanılmaya başlanmadan önce Müslümanlar arasında kaynağı Kur’ân-ı Kerîm ve hadisler olan, birlik, kardeşlik ve yardımlaşma duygularının ifadesi anlamında başlangıçtan beri mevcuttu. İttihâd-ı İslâm kavramı ilk defa Nâmık Kemal tarafından Hürriyet gazetesinin 10 Mayıs 1869 tarihli sayısında kullanılmış, ardından Yeni Osmanlılar’ın diğer yayın…
Kitap tavsiyeleriniz var mı?