1mod.io
Sosyal Medya
Plugin Install : Cart Icon need WooCommerce plugin to be installed.
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Giriş
  • Kayıt
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Kitaplarım
  • Sunumlarım
  • Hürriyet
  • Hukuk
  • İktisat
Hürriyet Hukuk İktisat
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa HUKUK

EŞİTLİK

“İnananlar dinde kardeş, inanmayanlar ise insanlıkta eşittirler”

M.Ali KAYA M.Ali KAYA
31 Mart 2021
HUKUK
0
EŞİTLİK
Share on FacebookShare on Twitter

M. Ali KAYA
“İnananlar dinde kardeş, inanmayanlar ise insanlıkta eşittirler” (Hz. Ali (ra))

“Bütün insanlar eşit şeylere sahip değillerdir; ama eşit haklara sahiptirler” der İrlandalı İngiliz siyaset adamı Edmund Burke. İnsanlar kişilik, kabiliyet, yetenek, servet vb şeylerde eşit değillerdir; ancak aynı, ya da eşit muamele görme bakımından hukukta eşit haklara sahiptirler.

Eşitliği çeşitli bölümlere ayırabiliriz. Bunlar ahlâkî/biçimsel eşitlik, kanun karşısında eşitlik, politik eşitlik, fırsat eşitliği ve gelir dağılımındaki eşitliktir. Gelir eşitliği sakıncalıdır. Fırsat eşitliği ise nasıl yorumlandığına bağlıdır. İlk üç eşitlik ise istenen ve arzu edilen eşitliktir.

Tüm insanlar Allah katında eşit haklara sahiptirler; üstünlük ancak “takva” yani Allah korkusu taşımaya bağlıdır, bunu da ancak Allah bilebilir. Bu üstünlük manevi ve ahlâki olup tevazu ve güzel ahlak ile kendisini gösterir. Bundan dolayı en üstünü en mütevazi olanıdır.

Tabiatta, doğada insanlar eşit olmakla beraber bir kısmı kabiliyetsizliği veya kendi rızası ile tabiatın, şartların ve ihtiyaçların gereği kendisini belli bir işe ve çalışmaya yönlendirerek iş bölümü yaptığı ve gerçekten ihtiyaçları çok olup bunları karşılayamadığı için başkalarının yardımına ihtiyaç duymuşlardır. Bunu fırsat olarak gören ve kendilerini daha güçlü ve haklı görenlerin bir kısmı zorla, bir kısmı da zayıfları himayelerine almışlardır. Zayıflar ve muhtaçlar da kendi rızaları ile veya acizliklerinden dolayı isteyerek veya istemeyerek eşitlikten vazgeçmişlerdir.

İnsan fıtratı gereği en az hayatının belli bir dönemi güçlenene kadar kendisinden daha güçlü olanlara imtiyaz tanımışlardır. Zayıf-güçlü, fakir-zengin, cahil-bilgin gibi… Ancak bu durumda güçlülerin zayıfları ezmemeleri, zayıf olanların da kendilerini ezdirmemeleri için adalete ihtiyaç duymuşlardır. Bu nedenle adalet yüceltilmiş ve yasaların adil olmasına önem verilmiştir. Dolayısıyla kölelik ve kast sistemi meşru değildir. Irk ayırımı ve bir kısım insanların mülkiyet hakkından mahrum bırakılmaları da meşru değildir.

Fırsat eşitliği ilkesi ise, insanların eğitim ve kabiliyetlerine göre kendilerini geliştirmek amacına yönelik her fırsattan istifade etmek için başvuruda bulunabilme konusundaki eşitliğe denir. Son zamanda yasalarda bir hak olarak yerini almıştır.

Her insan durumu ne olursa olsun saygı ve hürmete layıktır. Buna ahlâki eşitlik denir. Yine her insanın kendi hayatı ile ilgili tercihlerde bulunmaya hakkı vardır. Bu insanın iradesini hür olarak kullanmasını ve insanlığının gereğidir.

Bir kişinin farklı dinden ve milletten olması onu değersiz kılmaz. Başkasının hukukuna tecavüz etmemek ve “hukukullah” dediğimiz yaratılış amacına aykırı davranmamak şartıyla herkesin dilediği gibi yaşama hakkı vardır. Sosyal hayatta “başkaları sana nasıl davranmasını istiyorsan sen de onlara öyle davran” ilkesine uygun davranmalıdır. O zaman herkesten saygı gördüğü gibi, kimsenin hukukuna da tecavüz etmemiş olur. Kendin için istediğin bir şeyi başkaları için de istemek, kendine layık görmediğin bir şeyi başkalarında da layık görmemek İslam ahlakının gereğidir.

Ancak yasaların suç saydığı ve hukuk-u ibadı tecavüzü netice veren suçu işleyenleri himaye etmek doğru değildir. Bu suça ortak olmak anlamına gelir. Suçu işleyen kimseyi suçun gerektirdiği ceza dışında başka şekilde suçlamak anlamına gelen değersizlik isnat ederek şahsiyetini rencide etmek ve değersiz olduğunu kabul etmek de doğru değildir. Suç işleyen biri değersiz biri demek değildir. Bu nedenle suçun cezasını çeken ve pişman olan birisi o suçu işlememiş gibidir. Peygamber suçluya ceza vermiş ve onun suçunu itiraf ederek pişman olduğunu söylemiş olmasından dolayı çok daha değerli bir insan olduğunu da söylemiştir.

Peygamberimiz (sav) “İnsanlar takvada ve fazilette merdiven basamakları gibi üstündürler; ancak hukukta tarak dişleri gibi müsavidirler” buyurmuştur. İnsanların tümü din, milliyet, etnik grup, refah seviyesi, sınıf, cinsiyet ve ırk gibi farklı özellikleri dikkate almadan tarafsız davranılarak uygulanmalıdır. Adalet kördür, hiç kimseyi görmez ve ayırmaz.

Cicero “Servet ve yetenek eşitliği mümkün değildir; ama kanuni haklarda herkes eşittir ve eşit olmalıdır” der. İnsanlık pek çok hukuk mücadelesi vermiş ve nihayet 1789 Fransız devriminden sonra “İnsan Hakları Bildirgesi” yayınlayarak “Kanunlar herkes için aynı olmalıdır” diyebilmişlerdir. Bu peygamberimizin (sav) “Veda Hutbesi”nde insanlığa ders verdiği ve uygulamasını istediği temel haklara batı dünyası ancak bin sene sonra ulaşabilmiştir.

Politik eşitlik, herkesin oy verme ve siyasi kararlara katılma, seçme ve seçilme eşitliği anlamına gelmektedir. Bu ortak kararların alınmasında herkesin görüşünün hür ve eşit şartlarda ifade etmesini, fikrini açıklarken herhangi bir kaygı ve korku duymama özgürlüğünü de içerir.

Politik eşitlik seçmenlerin oylarını takip etmelerini ve seçtiklerine sahip çıkmalarını da gerekli kılar. Bu temsilcilerine imtiyaz tanımayı, çıkarlarını takip etmeyi değil, genelin çıkarları doğrultusunda davranmayı ve kamunun, halkın çıkarlarını şahsî çıkarlarının önünde tutmayı gerektirir.

Fırsat eşitliği, insanların hayatta başarılı olmaları için mevcut fırsatları ya da imkanlara bireylerin sahip olmaları gereğidir. Hayat yarışına eşit başlamak için bu gereklidir. Yarış eşit şartlarda başlamalı ama doğası gereği eşit bitmemelidir. Amaçlanan hedefe ulaşmak için kariyer sahibi olmak için yetenekli insanlara açık olmalı ve verilecek terfiler aileye, cinsiyete ve politikaya bağlılığa göre değil, beceriye ve çalışıp üretmeye göre olmalıdır.

Fırsat eşitliği başarının önündeki adil olmayan engelleri ortadan kaldırmakla ilgilidir. Pratikte eşit fırsatlar hiçbir zaman mümkün değildir. Eşit olmayan fırsatların en büyük kaynaklarından birisi ailedir. Çocuklarına içten ihtimam gösteren sıcak ve müşfik ebeveynlerin olduğu aileler ile, kendi bencil arzularını daha çok benimseyen kişilerin olduğu aileler arasında farklılığın olduğu inkar edilemez. Her ailenin müşfik ve iyi kalpli olmasını sağlamak imkânsızdır. Her türlü fırsat eşitliğini sağlamak ve eşitsizliği ortadan kaldırmak mümkün değildir. Totaliter komünizm rejimi dahi zorla bunu sağlayamamıştır.

Pozitif ayrımcılık çabalarının arkasında maksimum eşitlikten ayrı olarak fırsat eşitliği düşüncesi yer alır. Buda üç şekilde gerçekleştirilmeye çalışılır. Birincisi, toplumsal yardımlar yoluyla. Azınlıkları belli mevkileri elde etmeye teşvik etmek bu gruba girer. İkincisi, bir grubu diğer gruba tercih etmek ve bunun için seçim yapmaktır. Bu da kadınları, sakatları ayırmak ve onlara belli haklar vermek ve diğerlerine tercih etmektir. Üçüncüsü ise, kotalar koymaktır. Nüfusun belli gruplarına belli oranda temsil hakkı tanımak şeklindedir.

Pozitif ayrımcılık karşı çıkılması gereken bir durumdur. Eşitliğe aykırıdır, adaletin gerçekleşmesine de aykırı bir durumdur. Bu ayrıca gereksiz müsamahadır. Daha önce ayrım yapılan bir durumu düzeltmek amacı ile yeni ayrımlara göz yummak anlamını taşır. Her ayrımcılık sonuçta tepki doğurur. Yine çoğunlukta olan bir grubun üyelerine ayırım yapmak haksızlıktır. Bu durum daha çok kadın haklarında kendisini gösterir. Bu durum adalete aykırıdır. Adalet hak sahibine hakkını vermek ve haksızı cezalandırmaktır.

Adalet eşit işe eşit ücret ve herkese layık olduğunu vererek memnun etmektir. Ortada memnuniyetsizlik varsa orada adalet yok demektir.

Gelir eşitliği herkese eşit ücret verme anlamındadır. Bu anlayış, şartları, başlangıçları eşitleme yerine sonucu ile ilgilenmek demektir. Bu anlayışa göre herkes yarışı beraber bitirecektir. Bu sürece değil, sonuca odaklı bir yaklaşımdır.

Gelir eşitliği maddi eşitlik veya hayat şartlarının eşitliği ile ilgili bir kavramdır. Gelir eşitliği ile refah eşitliği konusunda kafa karışıklığı vardır. Gelir eşitliği sağlansa da bir düre sonra gelirini tasarrufa yönelten ile kısa dönemdeki faydaya yönelik harcayan arasında büyük refah farkı oluşacaktır. Ahlâki eşitlik ne derece savunulması gerekirse gelir eşitliği de o derece reddedilmesi gereken bir durumdur.

Gelir eşitliği her şeyden önce doğal/fıtrî değildir. Fıtrî olan insanların servetlerinin eşit olmamasıdır. Kendi doğal halinde bireyler farklı gelir, refah ve hayat standardına kavuşurlar. Gelir eşitliğini ortadan kaldıran şeyler arasında bilgi, beceri ve çalışkanlık yanında doğal afetleri ve elde olmayan sebepleri de saymak gerekir.

Servet eşitliği her şeyden önce adil değildir ve üretimi olumsuz etkiler. Ayrıca pek çok haksızlığa sebep olur. Çalışma ve üretme şevkini kırar. Çalışmayana çalışanın hakkını vermek öncelikli olarak çalışanı üzer ve çalışanın da çalışmamasını sağlar.

Sonuç olarak âdil politik bir sistem, adaleti sağlamak için, kanun önünde eşitliği, oy verme ve ifade hürriyeti eşitliğini ve kariyer imkânını kabiliyetli olanlara sunma eşitliğini (fırsat eşitliği) savunmakla beraber, pozitif ayrımcılığa ve gelirin işit bölüşümüne karşı çıkar.

Etiketler: adaletAhlaki eşitlikEşit işe eşit ücretEşitlikFırsat eşitliğiHukukullahİnsan hakları bildirgesiPolitik eşitlikPozitif ayrımcılıkServet eşitliği
M.Ali KAYA

M.Ali KAYA

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EN ÇOK PAYLAŞILANLAR

HÜRRİYET NEDİR?

SİYASAL İSLAM NEDİR?

Hz. HÜSEYİN’İN HÜRRİYET ve HUKUK MÜCADELESİ

ÜRETİMİN GÜCÜ

HÜRRİYET VE DEMOKRASİ İSTEMEYENLER

HÜRRİYET-İ ŞER’Î

YAZI ARŞİVİ

Copyright © 2021 - Her hakkı saklıdır

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Kitaplarım
  • Sunumlarım
  • Hürriyet
  • Hukuk
  • İktisat

Hoşgeldiniz

Hesabınıza Giriş Yapın

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm Alanları Doldurun Giriş

Şifrenizi geri alın

Lütfen şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş