1mod.io
Sosyal Medya
Plugin Install : Cart Icon need WooCommerce plugin to be installed.
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Giriş
  • Kayıt
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Kitaplarım
  • Sunumlarım
  • Hürriyet
  • Hukuk
  • İktisat
Hürriyet Hukuk İktisat
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa HÜRRİYET

HÜRRİYETİ ve SİYASETİ MENFATE ALET ETMEK

Her bir adam vatanla, milletle, hükûmetiyle alâkadardır.

M.Ali KAYA M.Ali KAYA
6 Nisan 2022
HÜRRİYET
0
HÜRRİYETİ ve SİYASETİ MENFATE ALET ETMEK
Share on FacebookShare on Twitter

M. Ali KAYA
Bediüzzaman sözlerini şöyle der: “Evet her bir adam vatanla, milletle, hükûmetiyle alâkadardır. Fakat bu alâkadarlık, muvakkat cereyanlara kapılıp millet vatan, hükümetin menfaatini bazı şahısların muvakkat siyasetlerine tâbi’ etmek, belki aynını telâkki etmek çok yanlış olmakla beraber; o vatanperverlik, milletperverlik hissinden ve vazifesinden herkese düşen vazife bir ise, kendi kalb ve ruhundan, idare-i şahsiye ve diniye ve hâkeza: Çok dairelerden hakikî vazifedar olduğu hizmet ve alâka ve merak on, yirmi belki yüz’dür. Bu ciddî ve lüzumlu bu kadar çok alâkaların zararına olarak, o bir tek lüzumsuz ve ona göre mâlâyâni olan siyaset cereyanlarına feda etmek, divanelik değil de nedir? (KL, 66.)

Bediüzzaman burada dikkatimizi iki şeye çekmektedir. “Birincisi, hükümetin ve ülkenin menfaati, ikincisi ise bazı şahısların muvakkat siyasetleri…” Bu iki hususu iyi tespit ederek birbirinden ayırmak gerekir. Örnek verecek olursak cinayetten ve yolsuzluktan yargılanan bir milletvekili siyasi partiyi ve nüfuzunu kullanarak “dokunulmazlık zırhının arkasına sığınmak için” milletvekili olur ve hükümetin menfaatini şahsi menfaatine tabi ve alet yapmış olmaz mı? Cem Uzan örneğinde olduğu gibi dünya çapında bir dolandırıcı benim güzel ülkemde siyasi parti kuruyor ve %8 oranında oy alıyor ve siyasi arenayı birbirine katarak ülkemin siyasi geleceği ile oynayabiliyor. Liyakatliler meclis dışında kalırken liyakatsiz ve çapsız birçok silik insan milletvekili olabiliyor. Bu gibi liyakatsiz insanlardan kim yararlanır? Birincisi liderleri. Onlarla istediği gibi oynar. İkincisi, adı ne olursa olsun gizli güçler. Onlar aracılığı ile kendi emellerini gerçekleştirebilir. Olan ülkeye olur. Bu durum “vatan ve hükümetin menfaatini bazı şahısların muvakkat siyasetlerine tâbi’ etmek” değimlidir?

Siyaset uzun soluklu bir hizmet yarışı ve çok geniş bir dairedir. Siyaset her önüne gelenin yapacağı basit bir iş değildir. Her şeyden önce “Siyasetin Felsefesini” iyi bilmek, öğrenmek ve kavramak gerekir. Yoksa alel-amya körü-körüne yapılan bir siyasetin gerek ecnebilerin gerekse menfaat odaklarının oyuncağı olmaktan öte bir sonuç vermeyeceği yaşanan tecrübelerle ve çekilen sıkıntılarla daha sonra anlaşılacaktır. Ama olan ülkeye ve millete olacaktır. Sonra çıkıp soracağız. Ecnebiler 40 senede şu kadar ilerlediler. Biz 80 senedir neden onların arkasından gidiyoruz ve bir türlü düzelemiyoruz?

1. “Otuz beş senedir ki siyaseti bırakmıştım ve Nurculara da “Bırakınız!” diyordum. Sebebi, siyaset ihlâsı kırar. Fakat şimdi hissettim ki, bazı münafıklar dindarları perde yapıp dini siyasete âlet; sonra da siyaseti dinsizliğe âlet etmeye çalıştıklarından safdil dindarların hatırı için bir-iki defa siyasete baktım, gördüm ki: Bizi bu üç-dört mahkemede “Dini siyasete âlet ediyor” diye itham edenler kendileri dessasane dini tezyif etmek için kendileri sonra da siyaseti dinsizliğe âlet etmek için dinsizlik düsturlarını kanuna bağlamak gibi dünyada hiçbir şeddat, hiçbir zalimin yapmadığı bir dehşet gördüm. Şiddetli bir me’yusiyetim içinde, hürriyet başında bizimle, yani İttihad-ı Muhammedi (asm) Cemiyeti ile, İttihadçıların bir kısmındaki gizli farmasonlara muârız ve manen bizimle, yani İttihad-ı Muhammedi ile müttefik olan Ahrar Fırkası yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı. Birden şeâir-i İslâmiyenin başında olan ezan-ı Muhammedi’yi farmasonların zincirlerini kırıp ilân etmesiyle; siyasetten kat-ı alâka eden, eskide “İttihad-ı Muhammedi” şimdi “Nurcular” namını alan ve İttihad-ı İslâm içinde bulunan kardeşlerimiz yanlış basmamak için bazı şeyleri söylemek isterdim. Fakat Risâle-i Nur benim bedelime konuşuyor dedim, yüzümü çevirdim. (Beyanat ve Tenvirler, 1970, s. 11-12.)2.

2. Bediüzzaman hazretleri “Bu Ahrar ileride İttihad-ı İslam’a inkılap edecektir” demiştir.

3. 1948 yılında Afyon Hapsinde Mahkeme Müdafaalarından birisinde şöyle der: Makam-ı iddianın asılsız isnad ettiği suçlar, siz de bilirsiniz ki, yok; beni cezalandırmaz. Fakat beni mânen cezalandıracak, vazife-i hakikiyeye karşı büyük kusurlarım var. Eğer sormak münasipse, sorunuz, cevap vereyim.” Evet, büyük kusurlarımdan bir tek suçum: Vatan ve millet ve din namına mükellef olduğum büyük bir vazifeyi, dünyaya bakmadığım için yapmadığımdan, hakikat noktasında affolunmaz bir suç olduğuna ve bilmemek bana bir özür teşkil edemediğine, şimdi bu Afyon hapsinde kanaatim geldi.” (Şualar, 340.)

4. Bediüzzaman Nurcular’ın Demokratlara “Nokta-i İstinad” olmasını istemiş ve şöyle demiştir: “Şimdiye kadar gizli komiteden, siyaseti dinsizliğe ve zındıkaya âlet edenler, istibdad-ı mutlakla Nurcuları ezdiler. İnşaallah, bir sebep çıkar o istibdadı kıracak, masum ve mazlûm Nurcuları kurtaracak. (HAŞİYE: Demokrat çıktı bir derece kırdı.) Fakat çok dikkat ve ihtiyat lâzımdır. Risâle-i Nur, dünyada her cereyanın fevkinde bulunması ve umumun malı olması cihetiyle, bir tarafa tabi ve dahil olmaz. Belki mütecaviz dinsizlere karşı haklı tarafa yardımcı olur ve dost olur ve ihtiyat kuvveti hükmünde onlara bir nokta-i istinat olur. (Emirdağ Lahikası, s.140.)

5. Yine Bediüzzaman “… eski tahribatı tamire başlayan hakiki vatanperver olan Demokrat namındaki hamiyetli Ahrarlar, yani Hürriyetperver, Nur ve Nurcuları takdir etmelerine çok minnettarım. Onların muvaffakiyetine çok dua ediyorum. İnşallah, o Ahrarlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaklar.” (Emirdağ Lahikası, s.267.)

6. Burada Bediüzzaman Demokrat Parti’nin 1908’deki Üstadın desteklediği Ahrar Fırkası ile İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti, İttihad-ı İslam idealinin bugünde Nurcular ile Demokrat Partide yeniden ortaya çıktığını bu sebeple Nurcular ile Demokrat Partinin amaç ve hedeflerinin bir olduğunu, Hürriyet-i Şer’iyeye Demokratların sebep olacağını, bu sebeple Nurcuların Demokrat Partiyi destekleyerek “Nokta-i İstinat” olması gerektiğini ders vermektedir.

Etiketler: Ahrar FırkasıBediüzzamanDokunulmazlıkHükümethürriyetİrticaİttihad-ı İslamMilliyetNurcularSiyasetin Felsefesi
M.Ali KAYA

M.Ali KAYA

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EN ÇOK PAYLAŞILANLAR

HÜRRİYET NEDİR?

SİYASAL İSLAM NEDİR?

Hz. HÜSEYİN’İN HÜRRİYET ve HUKUK MÜCADELESİ

ÜRETİMİN GÜCÜ

HÜRRİYET VE DEMOKRASİ İSTEMEYENLER

HÜRRİYET-İ ŞER’Î

YAZI ARŞİVİ

Copyright © 2021 - Her hakkı saklıdır

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • Kitaplarım
  • Sunumlarım
  • Hürriyet
  • Hukuk
  • İktisat

Hoşgeldiniz

Hesabınıza Giriş Yapın

Şifremi Unuttum Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için aşağıdaki formları doldurun

Tüm Alanları Doldurun Giriş

Şifrenizi geri alın

Lütfen şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş